8 Aralık 2009 Salı

Burgazada hatırası


Bazen bir şeyi hiç aramıyorken bulursunuz. Bulmaktan korkarken, ikna olmak istemezken. Hık diyene kulp takarken. Okyanusta kaybolmuşken sanki keyiften okyanusa açılmış gibi yaparsınız. Farkında olmadan aradığınız şey, siz kaçtıkça ardınızdan gelir. Bir gün birini hayattaki herşeyden değerli bulmaktan korkarsınız. Hayat öyle değildir çünkü o güne dek. İş önemlidir, kendiniz olmak önemlidir, bir şey aramak önemlidir. Endişe etmenin ayrı bir havası vardır hem. Kaybetmenin sefil olduğu kadar şanlı bir doğası vardır. Ta ki bir adada, akşama doğru, sıcak nemli bir rüzgarda ters bir oyun kağıdının üstünden atlayana dek. Durup, çevirip baktığınızda 52lik destenin jokerine denk geldiğinizi gördüğünüzde biter tüm itirazlarınız, delikanlılıklarınız. Kaçışınız inançsızlığınız bir solukta biter. Joker. Tokat gibi vurur yüzünüze. Jokerdir, ötesi yoktur. Sırtınızdan aşağı tüm dikenler yere dökülür, tırnaklarınız körelir. Kuzuya döner, bambaşka bir insan olarak dönersiniz adadan. Yedi yıldır bir an bile demir almayı düşünmezsiniz o limandan. Kutuplar kaymış, hayatın merkezi değişmiştir çoktan.

2 yorum:

Joujou dedi ki...

Snif... Snif... Romantizm kokusu alıyorum... Sanki aşk da var gibi içinde... ;)

hakandag dedi ki...

Aşk olmaz olur mu her zerresinde