Sabah uyandığımda belli belirsiz bir rüyamı hatırlamaya çalışıyordum. Uykumda çok detaylı ve karmakarışık bu rüyalar, gözümü açar açmaz sivri bir uca dokunmuş balon gibi patlayıp yok oluyor. Son zamanlarda. Aklımda kalanları hemen yazdığım küçük bir defterim var, yaklaşık iki senedir yapıyorum bunu. Bu sabah ise rüyamı yazmak yerine blogun başına oturmak istedim. Tekrar uykuya dalacakken kafamda bir iç ses "kalk" dedi, "kalk, neden yazmıyorsun artık?". Yazmıyor muyum? Aslında yazıyorum, kitap yazıyorum, kitap bölümü, makale, bildiri yazıyorum, yıllık rapor, toplantı tutanağı, e-posta, görevlendirme, teşekkür, geribildirim yazıyorum... Hatta hatırlarsam rüyalarım yazıyorum. Ama ne yazmıyorum? Blogumu terk ettim. kendi sesimi kullanmıyorum. Bir bölüm başkanı, bir akademisyen, bir hoca, hatta rüyalarını titizce gözlemleyen bir raportör gibi yazıyorum ama elif olarak ne yazıyorum? İşte bu blog bunun içindi.
Bir kaç gün önce Ferhan Şensoy'un Haldun Taner'le ilgili bir anısını dinledim. Haldun Taner her sabah daktilosunu balkona koyup 20 sayfa yazarmış. Zaman yaratmak, disipline olmak ne kadar önemli. Aklına yazacak bir konu gelmezse de ne görürse onu yazarmış. Pratiğe odaklı. Amaç ya da sebep ne olursa olsun, ustalardan öğrenecek çok şey var.
Üstelik artık kimse blog okumuyor. Buralardaki herkes başka sosyal mecralara geçti; instagram, facebook, twitter... Kimsenin ne blog yazacak ne de takip edecek zamanı var. Ki bence çok güzel. Düşününce insana bir serbestlik, bir ferahlık veriyor. Yazalım bakalım, bu işe tekrar başlamanın ustası da Haldun Taner olsun. Akla bir şey gelmezse, gözlem yapalım. Amaç sadece yazmak olsun, bakalım ne olacak.
Dışarıdaki kuş sesleri karışık. Birçok farklı kuş türü duyuyorum. Sabah saatlerindeyiz. Nisanın sonu ama Kıbrıs için serin bir hava. Dün bütün gün yağdı, şimşek çaka çaka, yıldırım düşe düşe... Evde herkes uykuda, kediler dahil. Bu sabah onlar bile uyanamamış, oysa her sabah gelip uyandırırlar. Evde çıt çıkmıyor, ama doğa çoktan uyanmış. Cıvıltılar, araba sesleri. Benim de kafamın içinde türlü düşünceler, neredeyse seslenecekler, karmakarışık.