yetişmesi gereken işler...
zorluklar, zorunluluklar...
yoklar, yoğunluklar...
arkadan gelen kalleş bir hançer...
insanları tanımanın zorluğu...
Bu hafta da böyle geçti. Neyse ki doktora başvurusu için gereken belgelerimi tamamlayabildim. Şimdi portfolyomu düzenlemek için bir haftam kaldı. Hiç öyle heyecanlı falan da değilim. Eminim kendimden. Umarım yolunda gider her şey.
Kafamı toplayıp yazmam gereken çok fazla şey var. Şu çizgi roman ve animasyon müzesi gezisini detaylı yazacağım. Fotoğrafların bir kısmının bulanık çıkmış olması ne kötü... Sonra bu yıl anlattığım derslerin notları var onları toparlayacağım. Son zamanlarda en çok istediğim, hatta delice hayal ettiğim şey diyelim; adam gibi bir tablet ve notebook'a da art rage, paint gibi programlarımı ekleyip tatilde çalışmak. Keşke şu dünya masalları projesi başlasa...
Arabaya binsek... Sevdiğim şarkılar çalsa radyoda. Yollar böyle aksa aksa gitse. Bir gördüğümü bir daha görmesem. Ağaçlar, yol kenarında otlayan inekler, dağlar... Başımı koltuğun arkalığına yaslasam. Sonra gölge ve çeşmesi olan bir açıklıkta mola versek... İpek kuzuların peşinden koşsa... Hiç olmazsa bir hafta işler geride kalsa, biz yine üçümüz bir aile olsak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder