12 Ağustos 2021 Perşembe

Gezimiz Başlıyor

2019 Martından bu yana tüm dünya pandeminin oyuncağı oldu. Eve girmemiz çıkmamız, ağzımızı yüzümüzü kapatmamız, evlerin ofis olması, derslerin uzaktan yapılması, sosyal ortamların dijitaleşmesi, aşı olmamız olmamamız derken en büyük gündemimiz bu oldu. İlk kez ada psikolojisini dibine kadar hissetim. Bazen buradan hiç çıkamayacağım sandım. O yüzden aşılarımızı olunca bu yaz bir Türkiye gezisi planladık. İlk kez uçakla değil arabayla yapacağımız bir gezi olacaktı bu. Gideceğimiz yer, uğrayacağımız nokta çoktu. Dolayısıyla araçla gitmek bizim için en uygunu olur diye düşündük. 

Hazırlıklar: 
1. Aşı kartları: Ailede aşısı olanların aşı kartları 
2. PCR sonuçları: Aşılı olsak bile PCR yaptırdık, bu belgenin hastaneden damgalı ve ıslak imzalı kopyası gerekli / 72 saat önce yapılmış olmalı 
3. Araç işlemleri: Araç sigortası, seyrüsefer eksiği olmaması, aracı iki kişi sürecekse araç kimin üzerinde d eğilse ona vekalet çıkarılması vs 
4. Bilet işlemleri: Yalnızca bilet sanat acenteler de var, araç sigortası vb takip edip halledenler de, tercihe bağlı 

Biz Akgünler'den bilet aldık*. Yolculuk 11 Ağustos gece 23:30'da Girne Limanı'ndan başladı. Limanda araç sürücüsü araçla birlikte güvenlikten geçiyor, biz İpek'le yaya olarak ayrı geçip Hakan'la sonra buluştuk. Arabayı geminin alt katına rampadan geri geri indirdiler ve üzerine tırlar geleceği için orası kilitlendi. Gemi çok büyük, tahminim kadar kalabalık değildi. Ama o koca gemide 8 kamara varmış ve çok önceden bilet alınması gerekiyormuş kamarada gitmek için. Biz bunu bilmediğimiz için güvertede seyahat ettik. 


Güvertede gidilecekse yolluk bir şeyler hazırlanması iyi olabilir. Bizim bir termos çayımızla gündüzden yaptığım böreklerimiz vardı. Tabii bu hazırlıkla ben kendimi çok donanımlı sanıyordum ama gemiye binip de güverteye çıkınca bambaşka bir evrende olduğumuzu anladım. Bu evren, bu yolu bu şekilde yapmaya alışmış yolcuların yerlere halılar kilimler serdiği, yastıklar ve pikelerle güverteyi evine çevirdiği, gecenin ilerleyen saatlerinde yerlere yatıp uyuyacağı bir evrendi. Hatta bizim yan tarafımıza konuşlanmış bir anne kız vardı, sabah gün aydınlanınca anne elinde Türk kahvesi pişirici (evet cezve değil, mutfaklarımızdaki o pişirici) ile priz aramaya gitti ve benim ağzım beş karış açık kaldı! Asla böyle hazırlıklı olamam, olamıyorum.  


Gece belli bir saate kadar güverte muhteşemdi, perseid meteor yağmuru** dönemiydi ve biz en üst güvertede kaptan köşkünün bitişiğine yerleşmiştik. Kıyıdan uzaklaşınca gökyüzü iyice belirginleşti, samanyolu, yıldızlar ve kayan göktaşlarını büyük bir keyifle izledik. İçerilerde güzel oturma salonları var bu arada, büyük ekranlarda sabaha kadar film gösteriliyor hatta. Ama klimalı ve pandemib.ku yüzünden içeride oturmayı göze alamadık doğrusu. Sabah varışımız 08:30'daydı ama gümrük, evrak işleriyle çıkışımız 10:30'u buldu. Böylece pandemi yüzünden geçen yaz gelemediğimiz ülkemize giriş yapmış olduk 💖

* Akgünler Denizcilik tık
** Perseid Meteor Yağmuru tık
"Anlıyorum," diye güldü Yolgezer. " Benim görünüşüm kirli, ama yüreğine hoş geliyorum. Öyle mi? Altın olan her şey parlamaz, her gezgin yitirmemiştir yolunu." Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği, J. R. R. Tolkien / Sayfa 227

Hiç yorum yok: