10 Mayıs 2013 Cuma

Çiçekler, hayvanlar, birşeyler...


Haftalardır, hatta belki de birkaç aydır ilk defa biraz rahat bir "öğleden sonra" geçiriyorum... 
Öyle çok, öyle duraksızca çalışıyordum ki. 
Çalışıyorum. 
Yine de nasıl olduysa bugün kendime küçücük bir nefeslik alan yaratabildim. 
Çayım masamda, uzun zamandır kafamı yoramadığım şeylere kafamı yordum bugün. 
Hava tamamen tersine döndü dünden beri. İnanılmaz bir yağmur, hatta dolu yağışı var. 
Bahar şenliklerinin olduğu hafta ne talihsizlik. Yine de hava çok güzel. 
Yağmasaydı bu çöl kumları basılmazdı, nefes alamazdık. 

Saksılarımın dibinde bazı bitkiler filizlenmiş. Muhakkak, yedikten sonra kılıcın dibine atılmış bir çekirdeğin işi bu. Narenciye de olabilir, belki elma armut gibi bir şey de... Ben de sabah aldım onları başka bir saksıya yerleştirdim.  Bu saksı akşama değin beni öyle çok mutlu etti ki! Dibine minik bir tavşancık yerleştirdim, sevgili Sinem bir bitpazarından almış benim için.  Bayılıyorum anın getirdiği mutluluğa.


Ben çocukken, bazı geceleri uykuya dalmadan kurmayı alışkanlık haline getirdiğim bir hayalim vardı. Kocaman bir evim varmış ve içinde bir sürü hayvanımla birlikte yaşıyormuşum... Sonra tek tek hangi hayvanları besleyeceğimi düşünürken uykuya dalardım.










"Neden hayvanlar, nerden geldi aklına" dersen sevgili okuyucu, bu hafta bir çalışmamı hayvanlarla ilgili bir seçki yapan kitaba yolladım. İşte onu gönderirken oldu bunlar...


Hiç yorum yok: