27 Haziran 2010 Pazar

nefes alıyor, hala hayatta olmalı!

3. Tik'im de geçti gitti. Takip eden bir kaç gün hiç bir şey yapamadım. Beynimi boşaltıp dinlendirebilmek için kendime biraz zaman tanıdım. İşte blog bile yazamadım, bir iki kez açtım öylece durdum kapattım pencereyi. Peki nasıl geçti bu tiksonrası dönemi?

Efenim, Fringe isimli enteresan dizi pek çok kere farklı arkadaşlarım tarafından övülmüştü; ona başladım. Senaryo ekibinde Lost'un JJ Abrams'ı da mevcut. Fringe Science / Sınır Bilim olarak tercüme edilebilir, burdaki sınırdan kasıt pozitif bilim dediğimiz bilimden daha farklı alanları içermesi. Aslında noetik bilim denebilir belki. Genele bakıldığında yavaş yavaş aydınlanmaya başlayan bir olay örgüsü olmakla birlikte her bölümde başka bir macera yaşanıyor. Sıyırmış bir deha olan bilimadamı, onun yine deha ama isyankar oğlu ve kafasına taktığını yapan bir FBI ajanından oluşan ekip olayları çözmeye çalışıyor. Biraz X-Files'a benziyor, ama bir şey diyeyim mi vaktiyle 9 sezon izlediğim X-Files daha bir lezizdi. Burdaki bilimadamının bilimiyle Scully'nin bilimi arasında çok fark var. Scully inandırıcıydı yahu. Olsun yine de enteresan olaylar silsilesi mevcut. İzlerim daha bunu.

Bu arada yavrucuğum anaokulundan mezun oldu ve hatta kep giydi. Diplomalarını sayın rektörümüz bizzat imzalamış :) Sonra da anneanne ve dedeyle tatile gittiler. Evde bir boşluk oluştu tabii. Akşam okuldan gelince ne yapacağımı bilemez, elimi ayağımı koyacak yer arar oldum. Bir kaç akşam fimo yaptım. İki akşam dışarı çıktık Hakan'la, bu. Şimdi yarından itibaren Tezle ilgili düzeltmeleri halledip, olabildiğince çalışmaları sıkı tutacağım.

Bir yandan da ilköğretim 1. sınıfla ilgili deneyimleri araştırıyorum, nasıl olur bu işler... Bir kaç yazı buldum ilgilenenler şuradan ve şuradan tıklayabilirler. Maalesef site tasarımları kötü. Ancak içlerinde yararlı olabilecek bilgiler var.

Karmakarışık bir yazının daha sonuna geldik. Tekrar okuyunca karışık geldi yani. Kafa düzelene kadar böyle.

Hiç yorum yok: