15 Şubat 2010 Pazartesi

Yorgunluk


Evren'in blogu, uzun zamandır izleme listemde. Yazdıklarını severek okuyorum. Bir çok noktada kendi düşünce biçimimle örtüşen yeni şeyleri öğrenme fırsatım oluyor. Ama benim sorunum, okurken onaylayıp, sonra yaşamıma döndüğümde yine kendimi o bildik akışın içine kaptırmak. Jon Kabat-Zinn'in Gönüllü Sadelik önermesinden bahsediyor son günlerde.
"Gönüllü Sadelik bir gün içinde daha çok değil, daha az bir yerde bulunmak; daha çok şey görebilmek için daha az göz atmak; daha çok şey yapabilmek için daha az şey yapmak; daha çok şeye sahip olabilmek için daha az şey edinmek demektir" (Zinn, Gönüllü Sadelik) Daha fazlası için tık..
Kendimi düşündüğümde, birden neden bu kadar yorgun olduğumun ayırdına vardım. Kendimi ben yoruyorum. Yazıda sözü edilen, aynı anda 2-3 işi birden yapmaya çalışan kişilerden biri de benim. Diğer yandan, çağımızın koşturmacası içinde başka türlüsü nasıl olur onu da bilmiyorum. Ama kendimi bildim bileli, oturup kendimi dinlemişliğim yoktur. Bunu zaten istesem de başaramam. Kafamdaki sesler hiç susmaz. "Kahvaltı masasında gevrek paketinin üzerini okuma sorunsalı" bende fazlasıyla mevcut.Muhtelif çeşitlemelerle...

Zinn'in bir çok kitabı var, Türkçeye çevrilen yalnızca bir kitabını buldum. Kuraldışı Yayınları basmış. Kişisel gelişim kitaplarından bir ekol olarak hiç haz etmesem de bu konu ilgimi çektiği için bir istisna yapabilirim.

kullanılan görüntü: http://www.sxc.hu/photo/1029819

Hiç yorum yok: