4 günlük İstanbul bitti. Dün gece eve döndüm. Uluslararası akademik bir sempozyuma katıldım, bir bildiri sundum ve oturum başkanı olarak bir oturumu yönettim. Bu, bildiriyle katıldığım 4. sempozyum aslında ama daha önce birinde grup çalışmasını içimizden biri sunmuştu, bir diğerinde poster bildiri hazırlamıştım, birinde de sunmadan doğrudan sempozyum kitapçığına kabul edilmiştim. Dolayısıyla bu, ilk bildirim değil ama ilk sunduğum bildiri oldu. Bir de oturum yönettim, kulağa fantastik geliyor ama Üniversitenin yaklaşımı buymuş. Gençlere de bu fırsatlar verilip deneyim kazanmaları amaçlanıyormuş. Vay canına, gençlerin önünü açanlar var :)
Etkinlik Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi tarafından organize edilmişti, Bahçeşehir Üniversitesinde gerçekleşti. Bahçeşehir Üniversitesi'nin yerleşkesi, Beşiktaş'ta. Yalnızca Cumartesi günü güneş açtı, ama yine de biz denize hasret Ankara'dan gelenler kahvemizi alıp titreyerek deniz kenarında içmeyi ihmal etmedik.
Feci kalabalıktı ve dünyanın dört bir yanından bir sürü akademisyen vardı. Bizim okuldan Banu Bulduk ve ben katılmıştık. Sırt çantamla her akşam başka bir yerde kaldım. Defalarca Anadolu yakasına geçtim, kolaylıkla çünkü üniversitenin önündeydi vapur iskelesi.
İstanbul'u nasıl özlemişim. Denizin iyot kokusunu, Beşiktaş, Teşvikiye, Harbiye ve Taksim'in ışıltılı güzelliğini.
Döndük, ve kayıt haftası yeniden. Ve daha neler neler neler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder